Türkiye’de siyasi iktidarların buluştukları ortak payda, sosyal ve siyasal içeriği olan kimi bayramları “bahar bayramı!” olarak kabul etmesidir. Bu yüzden dünya alemin “işçi bayramı” olarak kabul ettiği “1 Mayıs”ı biz yıllarca “bahar bayramı!” olarak kutladık, hâlâ da kutluyoruz. Bir ülken resmi ideolojisi dünyadan kopuk ve tutucuysa, gelen her iktidar devletin bekası için bu ideolojiye secde edecektir.
SSCB dağılınca 1 Mayıs’a karşı biraz yumuşar gibi olduk. Halbuki “1 Mayıs” ABD’de ateşlenmiş bir kıvılcımdı. Bugün bizim çalışanlarımız dahil tüm dünyanın emekçileri, 8 saat çalışmayı bu kıvılcıma borçludurlar.
Son 20 yıldır ülkemizde 1 Mayıs’ın söz konusu “bahar”lı kaderini, Newroz devralmış görünüyor. Halbuki 21 mart “bahar”ın değil, mitolojik değerlerin bir tarihidir. M.Ö. yaklaşık 2000 yıllarında Kuzey Avrupa’dan göç ettikleri varsayılan Medler ve Persler, çevredeki diğer halklarla birlikte Mezopotamya’ya yerleştiler. Göçebe, köleci ve saldırgan olan Asurlular’ın aksine yerleşik hayatı seçtiler. Sonra da bir araya gelip (Med, Pers, Babil) Asur zulmüne son verdiler. Bu haklı mücadele onlara günümüze kadar süren mitolojik değerler kazandırdı. İşte Newroz bu değerlerden biridir. Newroz bu tarihi oluşumlar içinde “belli bir coğrafya”ya hitap etmektedir. Devlet büyüklerimizin her 21 Mart’ta Siirt’e, Diyarbakır’a, Cizre’ye hareket etmeleri boşuna değildir. Burada önemli olan, Ortadoğu halklarının Newroz’a farklı yaklaşımına saygı duymaktır.
Yasaklamaların, engellemelerin kimseye bir yararı yoktur. Örneğin iş ve emek bahanesiyle miting yapmayı 21 mart’a saklayan Kamu-Sen’e Mersin’de öncelik vererek Newroz kutlamalarını bir gün erteletmek, anlaşılacak gibi değildir. Yine Ankara’da Turgut altınok, İstanbul’da Ahmet Çetinsaya gibi belediye başkanlarının “mehter marşı” eşliğinde ateşten atlamalarını iyi değerlendirmek gerekir. Bilindiği gibi ateşten atlamak, her şeyden önce Zerdüşt dininden kaynaklanan “Mecusi” bir gelenektir.
Newroz başta Kürtler olmak üzere diğer bazı Ortadoğu halkları için bir dirilişi, bir uyanışı simgeliyor. Zalim Asur kralı Dehaq’a karşı Demirci Kawa’nın başlattığı isyanın başlangıcı sayılır. Efsane şöyledir: Dehaq tutulduğu amansız hastalıktan kurtulmak için, yaralarına taze çocukların beynini sürmeye karar verir. Böylece çocuk katliamları sürüp gider. Zamanla sıra Medler’e ve Demirci Kawa’nın oğluna gelir. Demirci Kawa oğlunu kendi elleriyle teslim etmeyi önerir. Böylece sarayına gittiği Dehaq’ı balyozuyla öldürür (M.Ö.600-700). Bunu üzerine bölge halkları geniş kapsamlı bir isyanı başlatırlar. Asur kenti Ninova yakıp yıkılır. Güzel giysiler içinde danslar edilir. Zalim Dehaq’tan kurtuluşun coşkusu yaşanır. Bu coşkunun yaşandığı gün 21 Mart’tır, “yeni gün” anlamına gelen Newroz’dur.
Sonuç olarak Newroz’u “bahar bayramı” gibi içi boş kavramlarla karikatürize etmek yerine, bu önemli günü tarihi gerçekliği içinde paylaşmayı öğrenmeliyiz. Zira Newroz tüm Ortadoğu halklarına yetecek kadar derin ve yaygın “anlamlar”a sahiptir. |
|