mehmet@mehmetmaden.com | ana sayfa | |||||||
HAKKIMDA | ESERLERİM | BANA ULAŞ | YAYINCILAR | SİPARİŞ | HARİTA | |||
DİZİ : Sevgi Sokağı (10 kitap) | Dönmek istedik, dönemedik. Yardım istedik, kimselere sesimizi duyuramadık. Yoldan çok uzaklaşmıştık. Kaybolmuştuk. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ellerimizde kır çiçekleri öylece kalakaldık. Pırıl, annesiyle babasına seslendi. Yanıt veren olmadı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Gittikçe bocalıyordum. Üstelik çok korkuyordum. O güzelim orman, artık korkulacak bir yer olmuştu. Birden etrafımızda beş çocuk belirdi. Hepsi cüceydi. Hepsinin saçları kırmızıydı. Cüceydiler, ama boylarından büyük silâhları vardı. Kafası diğerlerinden büyük olan cüce yanımıza sokuldu. Sert bir şekilde sordu. |
– Lütfen, bırakın bizi! – Olmaz. Bir daha sakın ısrar etmeyin. Bizimle geleceksiniz. Şu tepede kendimize |
||||||
KİTAP: Gonca'nın Günlüğü (8) | ||||||||
YAZAR: Mehmet Maden | ||||||||
KIRMIZI SAÇLI CÜCELER | ||||||||
İstanbul’da ilk gecem geride kaldı. |
||||||||
bir orman evi yapıyoruz. Bize tahta ve kalas taşıyacaksınız. Böylece cezanızı ödemiş olacaksınız. – Biz tahta ve kalas taşıyamayız ki. – Taşırsınız. Çiçek koparmayı bilen, tahta ve kalas taşımayı da bilir. Kırmızı saçlı cücelerden üçü önde yürüyordu. Diğer ikisi arkadan geliyordu. Pırıl’la beni aralarına almışlardı. Pırıl çok sakin görünüyordu. Hiç korkmuşa benzemiyordu. Başka zaman olsaydı avazı çıktığı kadar yüksek sesle ağlardı. Tehlikede olduğumuzu önemsemiyordu. Sanki bir oyun oynuyorduk. Halbuki bu kırmızı saçlı cücelerin esiriydik. Dar bir patikayı tırmandık. Derken bir düzlüğe geldik. Etrafta istiflenmiş tahtalar ve kalaslar vardı. Kırmızı saçlı cüceler, evi ayakta tutacak direkleri yere çaktılar. Sonra da bizden tahta istemeye başladılar. Pırıl’la birlikte onlara tahta taşımaya başladık. Çok çabuk yorulmuştuk. Susamıştık. Dudaklarımız buruş buruştu. |
||||||||
– Ne arıyorsunuz, burada? – Ailemizle İstanbul’a gidiyorduk. Biraz çiçek toplamak istedik. Yolumuzu şaşırdık, kaybolduk. – Ormana emek vermediniz. Ne hakla çiçek topluyorsunuz! Biz ormanın gizli korumalarıyız. Size ceza vereceğiz. – Özür dileriz. Bilerek olmadı. Lütfen, bizi bırakın. Ailemiz bizi merak eder. – Hayır. Bu onlara da ders olsun. Kendi çocuklarını ormanda başıboş bırakmamayı öğrensinler. Orman, çocuk bahçesi değildir. |
||||||||
devamı var > | ||||||||
ana sayfa | hakkımda | eserlerim | aylık yorum | şiirlerim | sesimden şiir | çocuk öykülerim | yazılarım fotoğraflarım | şair dostlarım | senaryolarım | mesaj yazın | sanat atölyesi | bermaz yöresi | hazar gölü bakır maden | harput | kara avcılığı | bana ulaş | yayıncılar | sipariş | site haritası | başa dön |
||||||||
Copyright © 2007 Mehmet Maden. Tüm hakları saklıdır. |